YAĞMA SUÇU

Yağma suçunda lehe olan yasa zaman aşımı

 

YARGITAY 6. Ceza Dairesi

2013/28343 E.

2016/117 K.

 

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

 

765 sayılı TCK’nun 2/2. maddesinde 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun “zaman bakımından uygulama başlıklı 7. maddesinde düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere her iki düzenlemede ceza hukukunun en önemli ilkelerinden birisi olan ceza hukuku kurallarının yürürlüğe girdiği andan itibaren işlenen suçlara uygulanacağına ilişkin” ileriye etkili olma prensibi ile bu ilkenin istinasını oluşturan ve failin lehine olan yasanın geçmişe etkili olması anlamına gelen “geçmişe etkili uygulama” veya geçmişe yürürlük ilkesine yer vermiştir.

 

Somut olaya ilişkin lehe kanunun belirlenmesinde sadece belirli bir hüküm göz önünde bulundurulamaz. Kanun hükümlerinin olaya bir bütün olarak uygulanması sonucuna bakılmak suretiyle lehe kanun belirlenmesi yoluna gidilmelidir, düşüncesiyle 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesi ile özel hüküm de konulmuştur. Bu arada suç ile sanık arasındaki bağlantısını kesen ve sanığın cezalandırılmasını önleyen yargılamanın her aşamasında dikkate alınması zorunlu olan zamanaşımına ilişkin hükümlerin zaman bakımından uygulama sorunu da vardır.

 

1982 Anayasanın 38/2. maddesinde dava ve ceza zamanaşımına ilişkin kanun hükümlerinde değişiklik yapılması durumunda maddi ceza hukukuna ilişkin zaman bakımından uygulama kurallarının geçerli olacağı kabul edilmiştir. Buna göre genel yargılaması devam eden dava için dava zamanaşımına ilişkin sürelerde değişiklik yapan sonraki kanun lehe hüküm içeriyorsa bunun da geçmişe etkili olarak 03.06.1942 gün 36/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ana hatları ile açıklandığı üzere, zamanaşımı süresi ceza bağımsızlığını koruyan her suç için ayrı ayrı uygulanacaktır. Tek İstisnası 5252 sayılı Yasanın 9/4. maddesidir. Bu bağlamda somut olaya gelince;

 

Sanığın eylemleri, 765 ve 5237 sayılı Yasaların her ikisinde de suç olarak tanımlanmıştır. Sanığa isnat edilen eylemler 765 sayılı TCK 497/1, 482/3, 2253 sayılı kanunun 12/2; 5237 sayılı TCK’nın 149/1-a-c, 125/1-4, 31/2. maddelerinde öngörülen ve ceza bağımsızlığını koruyan suçları oluşturmaktadır. Suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK 102/3-4, 104/2. maddelerinde suçların gerektirdiği cezaların türü ve üst sınırına göre, anılan Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri ışığında, zamanaşımı bakımından 5237 sayılı Yasa hükümlerinin sanık yararına olması; aynı Yasanın 66/1-d, e, 66/2 ve 67/4. maddelerine göre yağma suçu için 11 yıl 3 ay ve hakaret suçu için 6 yıllık kesintili dava zamanaşımının suç tarihi olan 02.09.2003 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,

 

Bozmayı gerektirmiş, sanık E.. A.. savunmanının temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle kısmen istem gibi BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 26.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Y6CDEsas : 2017/4005Karar : 2018/1641Tarih : 21.02.2018

YAĞMAYA TEŞEBBÜS NİTELİKLİ YAĞMAYA KALKIŞMA MALA ZARAR VERME AİLE İÇİ ŞİDDET AİLE KORUNMASI VE KADİNA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİ  AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR İL MÜDÜRLÜĞÜNÜN DAVAYA KATILMA HAKKI  Ayırt etme gücüne sahip Baysal hakkında, Aile Koruması ve kadına şiddetin önlenmesi kanunu kapsamında haklarında alınmış bir koruma kararı olmayan yakınanlara karşı işlenen VE  sanık tarafından işlenen yağmaya teşebbüs ve mala zarar verme suçlarında; idarenin doğrudan ve/veya dolaylı olarak zarar gören sıfatı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; Katılma hakkı somut olayda bulunmayan Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü`nün davaya katılma taleplerinin kabulü ile katılma kararı verilmesinin bu bağlamda hukuken geçerli olmadığı;  adı geçen kurum ve avukatına temyiz etme hak ve yetkisini vermeyeceğinden,  vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK`nın 317. maddesi gereğince tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE, karar verimşitir. Sanığın olay tarihinde konutta elinde bıçakla anne ve babası olan yakınanların üzerine yürüyüp “Bana uyuşturucu bulun, bana para verin, yoksa sizi öldürürüm" demek suretiyle tehdit ederek yakınanları basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde darp ettiği olayda; sanığın suç işleme kastı ve iradesinin aynı malvarlığına yönelik paraya özgülendiği ve bir bütün halinde tek bir yağma suçunu oluşturduğu düşünülmeden yazılı şekilde uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiştir.fk

CMK.223, 239, 272, 288, 289

TCK.86, 89, 102, 149, 151, 167

---

---YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ KARARI:SUÇ: Yağmaya teşebbüs, Nitelikli yağmaya kalkışma, Mala zarar verme HÜKÜM: Sanığın müştekilere karşı  yağma eyleminden dolayı TCK`nun 149/1-a-d, 35/2, 53.maddelerinin uygulanması sonucu ayrı ayrı 2 kez 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına; ayrıca mala zarar verme suçundan dolayı TCK`nun 151/1, 167/1-b, CMK`nın 223/4-b maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına dair hükümlere ilişkin istinaf başvurusunun reddine  Bursa 6.Ağır Ceza Mahkemesinin 05/04/2017 gün 2015/363 Esas ve 2017/133 Karar sayılı ilamı ile sanık hakkında nitelikli yağma ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümlere karşı,  ... vekili ve sanık ... savunmanının, CMK`nın 272 ve müteakip maddeleri uyarınca İstinaf kanun yoluna başvurması üzerine; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesince dosya üzerinde inceleme sonucu verilen 06.10.2017 gün, 2017/1379 Esas ve 2017/1291 Karar sayılı “istinaf başvurusunun esastan reddine” dair kararına karşı,  sanık....ve savunmanı tarafından usulüne uygun olarak açılan temyiz davası üzerine, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen hukuka aykırılıklar CMK`nın 288 ve 289. maddeleri kapsamında incelenip görüşüldü; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi’nin başkan ve üyelerinin isim ve soyisimleri karar yerinde gösterilmemesi suretiyle CMK`nın 220/1-c maddesine aykırı davranılması kanuna aykırı ise de; bu husus mahalinde ikmali olanaklı görülmekle bozma nedeni yapılmamıştır. I-) Sanık ... hakkında mala zarar verme ve yağmaya teşebbüs suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığına kararına yönelik temyiz incelemesinde;  Mağdur hukuk düzenince korunan hakkı ihlal edilen tabi veya hukuki kişidir.  5271 sayılı CMK`nunda mağdurların hakları konusunda yasal düzenlemeler getirilmiş. Mağdura bir takım haklar verilmiş. Bunlar ayrıcalıklı değil sadece daha önce sanığa tanınan haklardan mağdurların da yararlandırılması olgusudur.  Mağdur kovuşturma ve soruşturma aşamalarının her birinde ve/veya tamamında kendisine barodan bir avukat atanmasını isteyebilir. Suçtan zarar görmekle mağdurun davaya katılma hakkı doğmuştur. Davaya katılma hakkı olanın dava açma mecburiyeti olmadığı gibi davayı yürütme mecburiyeti olmaması neticesi katılma davasını her zaman geri alabilir. Mağdur davaya katılma talebinde bulunup kamu davasına katıldığında talebi halinde yine barodan kendisine bir Avukat görevlendirilir. Mağdur; çocuk, sağır ve dilsiz, kendisini savunamayacak derecede akıl hastası olması halinde Avukat görevlendirilmesi için istemi de aranmaz.(CMK. 239. madde) Aile içi şiddet; genelde ”fiziksel şiddet”, “cinsel şiddet”, “duygusal şiddet”; “ekonomik istismar” olarak kategorilere ayrılır.  Anayasanın 41. maddesi ailenin korunmasına yer verdiği gibi ailenin korunmasına Uluslararası belgeler ve mevzuat düzenlemeler vardır. Ailenin korunmasına dair kanun, Türk Medeni Kanununun ve TCK`da yer almıştır.  TCK`da aile içi şiddet 82/1-d, 86/3-a, 102/3(c), 109/3(e) maddelerinde yer almıştır. Ailenin korunması kanunuyla bir takım tedbirler alınmıştır. Önlemler arasında “şiddete son verme”, “ortamdan uzaklaştırma”, “şiddet uygulayan aile bireylerini yaklaştırmama”, “diğer aile bireylerinin eşyaların zarar vermeme”, “rahatsız etmemek” için koruyucu tedbirler ön görülmüştür. Mal varlığına karşı işlenen suçlar içinde yer alan yağma ve mala zarar verme suçları; 5237 sayılı TCK`nın 148, 149, 150. ve 151,152. maddelerinde düzenlenmiştir. Yağma taşınabilir malı sahibinin rızası olmadan cebir ve tehdit kullanmak suretiyle almasıdır. Yağma suçunda bir çok hukuki değer korunmaktadır. Amaç suç; faydalanmak için malın alınması, araç suçlar ise cebir, tehdittir. Yağma suçunda, suçtan yara aldığı düşünülen kamu yararından ziyade asıl zarar gören kişilerdir. Kanun koyucu bu nedenle yağma suçunun aile içi işlenmesi ile ilgili özel bir düzenlemeye yer vermemiştir. 6284 sayılı kanun gereği ayırt etme gücüne sahip bireyin lehine koruyucu ve/veya önleyici herhangi bir tedbir alınmayan durumlarda; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının aile içi işlenen yağma suçunda ve mala zarar verme suçlarında doğrudan ve/veya dolaylı bir zarar gören konumunda kabulü olanaklı bulunmadığı dikkate alınarak, Somut dosyamıza dönecek olursak; Sanık hakkında yakınanlar annesi ..., babası ...’a yönelik nitelikli yağma ve mala zarar verme suçlarından hükümden sonra ...’nın 21.07.2017 tarihli temyiz dilekçesi ile birlikte katılma talebinde bulunduğu;  İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Ceza Dairesinin istinaf kanun yolu incelemesinde, suçun aile içi şiddet mahiyetinde olduğu,  6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair kanun çervevesinde katılan olarak kabulüne karar verilip anılan suçlara yönelik katılan vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmış isede,  Ayırt etme gücüne sahip Baysal hakkında Aile Koruması ve kadına şiddetin önlenmesi kanunu kapsamında haklarında alınmış bir koruma kararı olmayan yakınanlara karşı işlenen, sanık tarafından işlenen yağmaya teşebbüs ve mala zarar verme suçlarında; idarenin doğrudan ve/veya dolaylı olarak zarar gören sıfatı bulunmadığı; Hal böyle olunca; Katılma hakkı somut olayda bulunmayan Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü`nün davaya katılma taleplerinin kabulü ile katılma kararı verilmesinin bu bağlamda hukuken geçerli olmadığı adı geçen kurum ve avukatına temyiz etme hak ve yetkisini vermeyeceğinden, ... vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK`nın 317. maddesi gereğince tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,  II-) Sanık ... hakkında yakınanlar ... ve ...’a yönelik nitelikli yağmaya kalkışma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemelerine gelince;  Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanığın olay tarihinde konutta elinde bıçakla anne ve babası olan yakınanların üzerine yürüyüp “Bana uyuşturucu bulun, bana para verin, yoksa sizi öldürürüm" demek suretiyle tehdit ederek yakınanları basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde darp ettiği olayda;  sanığın suç işleme kastı ve iradesinin aynı malvarlığına yönelik paraya özgülendiği ve bir bütün halinde tek bir yağma suçunu oluşturduğu düşünülmeden yazılı şekilde uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesince 06.10.2017 gün, 2017/1379 Esas ve 2017/1291 Karar sayılı dosya üzerinde inceleme sonucu verilen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 302/1. madde ve fıkrası uyarınca, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 21.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

 

Y6CDEsas : 2017/3730Karar : 2018/1202Tarih : 21.02.2018

YAĞMA ÇOCUK SANIĞIN VERİLEN CEZANIN ONAYLANMASI TALEBİ

CMK.272

---

---YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ KARARI:SUÇ: Yağma HÜKÜM: İstinaf başvurusunun esastan reddine Çocuk sanık ...`ın 06.10.2017 tarihli dilekçesinde ``cezasının onaylanmasını`` talep ettiği ve sanık savunmanınca temyiz isteminde bulunulmadığının anlaşılması karşısında, sanık ... hakkında verilen istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar, usulüne uygun açılmış bir temyiz davası bulunmadığından; inceleme dışı bırakılmıştır.  İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/311 Esas ve 2017/105 Karar sayılı ilamı ile yağma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne karşı, sanık ... ve savunmanı ile sanık ... savunmanının CMK`nın 272 ve müteakip maddeleri uyarınca İstinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine;  İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu verilen 12.07.2017 gün, 2017/954 Esas, 2017/1083 Karar sayılı "esastan red" kararına karşı, sanık ... ve savunmanı tarafından usulüne uygun olarak açılan temyiz davası üzerine,  temyiz dilekçelerinde hukuka aykırı olduğu ileri sürülen hususlar ile re’sen incelenmesi gereken konular CMK`nın 288 ve 289. maddeleri kapsamında incelenip görüşüldü; Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanık ...`ın adli sicilinde bulunan ve tekerrüre esas alındığı anlaşılan Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/961 Esas 2015/801 Karar sayılı ilamının mahkemesinin ve ceza miktarının yanlış gösterilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,  5271 sayılı CMK.nun 303. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, yağma suçundan kurulan  mahkumiyet kararının hüküm fıkrasının tekerrüre ilişkin kısmından ``Küçükçekmece 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.02.2013 kesinleşme tarihli 2012/961 esas 2013/58 karar sayılı ilamı ile 2 yıl hapis cezası,`` çıkartılarak,  yerine  ``Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.02.2013 kesinleşme tarihli 2012/961 Esas ve 2013/58 Karar sayılı ilamı ile verilen 3 ay 10 gün hapis cezası,`` ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi. 

 

 

Y6CDEsas : 2015/2780Karar : 2018/1624Tarih : 21.02.2018

YAĞMA SUÇU ( Sanığın Alacağını Tahsil Edemediği Savurması ) Sanığın mağdurun villa işini yapmasından kaynaklı alacağını alamadığı, bu işin yapımı konusunda aralarında daha önce sözleşme imzaladıkları ve sözleşmenin mağdurda bulunduğu, mağduru arayarak alacağını istediği ancak tehdit etmediği yönündeki savunmaları dikkate alınarak; Öncelikle olaya konu villanın nerede bulunduğu, taraflar arasında bir sözleşme olup olmadığı araştırılıp, yapılan işin ve bunun yapıldığı dönem piyasa değeri belirlenip, ödemede ve/veya işte bir gecikme varsa doğan aktif ve pasif zarar da saptandıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle beraatine karar verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.fk

TCK.148

---

---YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ KARARI:SUÇ: Yağma HÜKÜM: Beraat Yerel Mahkemece verilen hüküm katılan ... vekili tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Katılan ... vekilinin duruşmalı inceleme isteme yetkisi olmadığından bu husustaki isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 318 ve 421.maddeleri gereğince REDDİNE, Mağdurun, 2009 yılında Kardeşköy Koru Villaları`ndaki evinin işçiliğini yapan sanığa alacağını ödemesine rağmen alacağını tam olarak alamadığı gerekçesi ile sanığın 13/09/2012 günü üç farklı numaradan arayıp ``10.000.-TL alacaklı olduğunu, bunu vermezse çocuklarının kafasına sıkacağını, evini başına yıkacağını, eşini ve kendisini öldüreceğini`` söylediği yönünde iddiaları,  mağdurun eski eşi tanık Ayşen`in sanığın alacağının eşi tarafından ödendiği, sanığın eşini telefonda tehdit ederek para istediği,  mağdur ile aynı hastanede çalışan tanık Vedat`ın ise mağdur ile sanığın bir iş yaptıkları ve aralarında alacak – verecek sorunları bulunduğu,  ancak mağdurun sanığa borcu olup olmadığını bilmediği,  mağdurun bu zamana kadar hiç kimse ile borç konusunda sorun yaşamadığı şeklinde beyanları,  sanığın mağdurun villa işini yapmasından kaynaklı alacağını alamadığı, bu işin yapımı konusunda aralarında daha önce sözleşme imzaladıkları ve sözleşmenin mağdurda bulunduğu, mağduru arayarak alacağını istediği ancak tehdit etmediği yönündeki savunmaları dikkate alınarak;  öncelikle olaya konu villanın nerede bulunduğu, taraflar arasında bir sözleşme olup olmadığı araştırılıp, yapılan işin ve bunun yapıldığı dönem piyasa değeri belirlenip, ödemede ve/veya işte bir gecikme varsa doğan aktif ve pasif zarar da saptandıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle beraatine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 21/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Y6CDEsas : 2015/2837Karar : 2018/1625Tarih : 21.02.2018

YAĞMA TEHDİT ( Yağma ) İŞYERİ DOKUNULMAZLIĞINI İHLAL ( Yağma ) Mağdur ile aralarında 5237 sayılı TCK.nun 150/1. maddesi anlamında bir hukuki ilişki ve bu ilişkiye dayanan alacak bulunmayan sanık ... ile suç arkadaşı Celal`in, sanık Şaban`ın mağdurdan olan alacağını tehdit ederek istemeleri şeklindeki eylemi, bir bütün halinde yağma suçunu oluşturduğu düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.

TCK.148, 150

---

---YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ KARARI:SUÇ: Yağma suçundaki değişiklikle tehdit, işyeri dokunulmazlığını ihlal HÜKÜM: Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanık ... ile suç arkadaşı Celal`in mağdurun iş yerine gelip ``kendilerini .... gönderdiğini, alacağını istediğini`` söyledikleri,  mağdurun ``şu an parasının olmadığı, borcunu daha sonra ödeyeceğini`` söylemesi üzerine,  sanıkların ``artık Gaziantep`teki tahsilat işlerini biz yapıyoruz`` deyip sanık ...`in mağdurun ensesine bıçak dayayıp mağdurun cebinden 600.-TL`sini ve iş yerini anahtarını aldığı,  daha sonra sanıkların mağdura ``borcunu ödeyene kadar iş yerini kendilerini işleteceklerini, kendisinin de yanlarında çalışacağını, dükkanı kendilerinin açıp kapatacaklarını`` söyleyip mağduru iş yerinden çıkartarak kapıları kilitledikleri, ertesi gün saat 13.30`da mağdur iş yerine geldikten bir süre sonra sanık ve suç arkadaşının gelerek iş yerini açtıkları, mağdurun polise haber vermesi üzerine iş yerine gelen polisler tarafından sanıkların yakalandıkları olayda;  mağdur ile aralarında 5237 sayılı TCK.nun 150/1. maddesi anlamında bir hukuki ilişki ve bu ilişkiye dayanan alacak bulunmayan sanık ... ile suç arkadaşı Celal`in, sanık Şaban`ın mağdurdan olan alacağını tehdit ederek istemeleri şeklindeki eyleminin bir bütün halinde yağma suçunu oluşturduğu düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 21/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

Y6CDEsas : 2015/2741Karar : 2018/1180Tarih : 20.02.2018

YAĞMA SUÇUNDAN YAPILAN YARGILAMADA YARGILAMA GİDERLERİ

6183 Sa.Ka.106

CMK.324

---

---YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ KARARI:SUÇ: Yağma HÜKÜM: Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi uyarınca Devlete ait yargılama giderlerinin, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan (20.-TL dahil) az olması halinde, bu giderin Devlet Hâzinesine yüklenmesine karar verilmesi gerekirken, 16.TL yargılama giderinin sanıktan alınmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK`nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “yargılama giderine” ilişkin bölüm çıkartılarak yerine, "Yargılama giderinin Hazine üzerinde bırakılmasına" cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

Y6CDEsas : 2015/3057Karar : 2018/1213Tarih : 20.02.2018

YAĞMA ( Takdiri İndirim Uygulamasında Hata )

TCK.62, 148

---

---YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ KARARI:SUÇ: Yağma, hakaret HÜKÜM: Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: I-Sanık ... hakkında hakaret suçlarından kurulan hükmün incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün kısmen isteme uygun olarak ONANMASINA, II-Sanık ... hakkında yağma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanık hakkında yağma suçundan kurulan hükümde TCK.nın 62/1. maddesi ile indirim yapılırken 2 yıl 1 ay yerine 2 yıl 3 ay hapis cezası verilmesi suretiyle fazla ceza tayini; Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK`nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, yağma suçundan sonuç olarak hükmolunan “2 yıl 3 ay” hapis cezasının “2 yıl 1 ay” olarak yazılması suretiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

Y6CDEsas : 2015/5514Karar : 2018/1289Tarih : 20.02.2018

YAĞMA SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIK ZORUNLU SAVUNMAN ÜCRETİNİN SANIĞA YÜKLETİLMEMESİ GEREĞİ ( Yağma ) Mağdurun 29/04/2014 günlü duruşmada alınan beyanında, kolyesinin değeri olarak 2.000.-TL’nin sanığın ailesi tarafından karşılandığını belirtmesi karşısında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin karar yerinde tartışmasız bırakılması, bozmayı gerektirmiştir.fk

TCK.148, 168

---

---YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ KARARI:SUÇ: Yağma HÜKÜM: Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Mağdur ... Kızılelma, 29/04/2014 günlü duruşmada alınan beyanında, kolyesinin değeri olarak 2.000.-TL’nin sanığın ailesi tarafından karşılandığını belirtmesi karşısında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin karar yerinde tartışmasız bırakılması, 2-TC. Anayasa’sının 90.maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK`nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanıklar için baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunmanın ücretlerinin sanıklardan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilmesi,  3-24.11.2015 tarihli Resmi Gazete`de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi`nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK`nın 53. maddesinde yazılı, “seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptal edilmiş olması nedeniyle karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,  Bozmayı gerektirmiş, ... ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, 20.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

 

 

Y6CDEsas : 2017/3759Karar : 2018/1268Tarih : 20.02.2018

YAĞMA---

---YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ KARARI:SUÇ: Yağma HÜKÜM: Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, uyulan bozmaya, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;  Sanığın, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,  Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK'nın 53. maddenin uygulanmasına” ilişkin bölüm çıkarılarak yerine, "Sanığın , kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına "cümlesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

Y6CDEsas : 2015/5732Karar : 2018/1309Tarih : 20.02.2018

YAĞMA, 6136 SAYILI YASAYA AYKIRILIK---

---YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ KARARI:SUÇ: Yağma, 6136 sayılı Yasaya aykırılık HÜKÜM: Beraat, Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Mahkumiyet hükmünün doğal sonucu olan TCK'nın 53. maddesi ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infazda gözetilmesi kabulle yapılan incelemede;  Sanık ... hakkında, yağma suçundan 5237 sayılı TCK’nın 149/1-a.c.h ve 53/1. maddeleri uyarınca, yasak silah taşıma suçundan, 6136 sayılı Yasa’nın 13/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemini içeren 15/02/2013 tarihli iddianamenin, ilk derece mahkemesi tarafından kabulü ile yargılamaya başlandığı, yapılan yargılama sonunda verilen 26.03.2014 gün ve 2013/112 esas, 2014/86 sayılı karar ile sanığın yağma suçundan beraatine hükmolunduğu; Mahkemece, yasak silah taşıma suçundan hüküm kurulmadığının farkedilmesi üzerine, sanığın bu eylemi nedeniyle karar verilmek üzere dosya yeniden ele alınıp, 2014/213 esas sayısına kayıt edildiği, açılan duruşma sonucunda, 04.06.2014 gün ve 2014/213 esas, 2014/191 karar sayılı hükümle, sanık ...’in, 6136 sayılı yasanın 13/3., TCK.nun 62/1, 50/1-a ve 52. maddeleri uyarınca 10 ay hapis karşılığı 6.000 TL. ve 20 gün para cezası olmak üzere toplam 6.400 TL. adli para cezası ile mahkumiyetine karar verildiği; Sanık savunmanı Av. ...’un, 01.04.2014 tarihli dilekçe ile yağma suçundan kurulan 26.03.2014 tarihli beraat hükmüne yönelik temyiz isteminde bulunulduğu, 04.06.2014 tarihli hükmün tefhimi üzerine de 05.06.2014 tarihli dilekçe ile temyiz davası açtığı,  İzmir 1.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, 01.04.2014 tarihli temyiz dilekçesinin dikkate alınmadan kesinleştirildiğini öğrenen sanık savunmanının, 15.08.2014 havale tarihli gerekçeli temyiz dilekçesinde bu hususu yeniden dile getirip, anılan hükme yönelik temyiz istemini yinelediği; Sanık savunmanı tarafından, 01.04.2014 tarihli dilekçe ile, 26.03.2014 gün ve 2013/112 esas, 2014/86 karar sayılı beraat hükmünün gerekçesine yönelmeyip, salt vekalet ücreti talebine ilişkin olarak temyiz davası açıldığı belirlenerek, İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, 04.06.2014 gün ve 2014/213 esas, 2014/191 karar sayılı mahkumiyet hükmüne yönelik olarak yapılan incelemede; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanık ... savunmanının vaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 20/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.