Cinsel Suçlarda Beraat

Cinsel Suçlarda Beraat:

Cinsel suçlarda ispat, ceza muhakemesi hukukunun genel ispat ilkelerinden farklı olarak müşteki mağdurun beyanını üstün tutan bir faaliyet olarak ortaya çıkmaktadır. Ezcümle ile ‘’kadının beyanı esastır’’ ilkesi bu suç türü için geçerlidir. İspat bakımından özellik arz eden cinsel suçlar şunlardır:

  • Basit ve nitelikli  cinsel saldırı suçu( tecavüz) (TCK m.102),
  • Basit ve nitelikli cinsel istismar suçu  (TCK m.103),
  • Cinsel taciz suçu (TCK m.105),
  • Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu  (TCK m.104).

Cinsel suçlar, nitelikleri gereği genellikle mağdur ile fail arasında herhangi bir tanık bulunmadan işlenen suçlardır. Bu nedenle, Yargıtay uygulamasında cinsel suçlarda prensip olarak mağdur beyanını ispat açısından diğer delillere nazaran üstün tutulmaktadır.  “Mağdurun beyanı esastır” , “kadının beyanı esastır” şeklinde formüle edilen prensipler , cinsel suçlarda mahkeme tarafından yapılan delil değerlendirmesinde belli koşulları taşıyan mağdur beyanına üstünlük tanınmasını ifade etmek üzere kullanılmaktadır.

Ceza muhakemesi hukukunda, cinsel suçların ispatı açısından da geçerli olan üç tür delil olduğu kabul edilmektedir:

  1. Beyana ilişkin  deliller; Sanık, tanık veya mağdur beyanı
  2. Belgeye dayalı deliller; sanığın yazdığı bir mektup, e-posta vb.
  3. Belirtiye dayalı somut deliller telefon dinleme kayıtları vb.

Mahkeme, ceza dosyasında bulunan tüm delilleri “mağdurun beyanı” ile beraber değerlendirecek, mağdur beyanın doğru olmadığı diğer delillerle ortaya konulduğunda , yahut mağdurun aşamalarda çelişen beyanları sabit görüldüğünde artık mağdur beyanına üstünlük tanımayacaktır. Mahkeme tüm delilleri vicdani delil sistemine göre değerlendirecektir.

Katılanın, olayın meydana gelmesinden üç gün sonra şikayetini dile getirmesi, sanığın, camide yaşanan olay nedeniyle arada husumet bulunmasından dolayı suç isnadında bulunulduğu yönündeki savunması, mahkemece katılana ilişkin yapılan gözlem, tanık polis memuru İlhan …‘ın duruşmada katılanın psikolojik durumu hakkındaki beyanı ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, katılanın başka delille desteklenmeyen beyanları dışında, sanığın atılı (basit cinsel saldırı) suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Y14CD-K.2019/11624)

(Y14CD-K.2014/7982).:Olaydan önce tanımadığı sanığa kendi onur ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması için geçerli sebep bulunmayan mağdurenin, özünde değişmeyen samimi anlatımları, teşhis tutanağı, tanık … ve müşteki … aşamalarda değişmeyen, tanık … olayın sıcaklığı ile alınan samimi beyanları ve tüm dosya kapsamı karşısında; sanığın olay günü okuldan çıkıp yürümekte olan mağdurenin karşısına çıkarak bacaklarını okşamak şeklinde gerçekleşen eylemi nedeniyle TCK.nın 103/1. maddesi (cinsel istismar suçu) gereğince cezalandırılması gerekirken oluşa uygun olmayan gerekçeyle beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir

 

(Yargıtay 14.Ceza Dairesi-Karar: 2019/11339).:Mağdureler ile sanık arasında husumet bulunduğunun ve tarafsız tanığın görgüye ilişkin herhangi bir beyanının olmadığının tüm dosya içeriğinden anlaşılması karşısında, katılanın soyut iddiası dışında sanığın mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil olmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde hüküm tesisi, bozma nedenidir

(Y14CD-K.2012/9346).:Lise öğrencisi olan mağdurenin kendi onur ve namusunu ilgilendiren bir konuda, kendisinden 42 yaş daha büyük olan sanığa iftira atmasını gerektirir, sanık ile aralarında önceye dayalı herhangi bir husumetlerinin bulunmadığı gibi, mağdure ve annesinin aşamalardaki tutarlı ve samimi görülen anlatımlarına, tanık Havva’nın beyanları ve dosya içeriğine göre; okula gidip gelmek için sanığın evinin önünden geçen mağdureye, bu geçişleri sırasında yaklaşık bir yıl boyunca evin camının iç kısmından pijamasını indirip cinsel organını gösterme biçiminde gerçekleşen eylemlerinin zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilmeden soyut ve kanuni olmayan gerekçelerle beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir

(Y14CD-K.2019/11684).:Yargılama sırasında şikayetinden vazgeçen mağdurenin çelişkili ve tutarsız beyanları, savunma, mağdure tarafından kovuşturma evresinde kabul edilen yazışma içerikleriyle sanık müdafisinin temyiz dilekçesi ekinde yer alan yazışma muhtevasının mağdurenin soruşturma evresindeki beyanına aykırı oluşu ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanığın, mağdurenin rızası dışında konutuna girerek cinsel ilişkide bulunduğuna dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle mağdureye gönderdiği tespit edilen mesaj içerikleri nedeniyle eyleminin kül halinde tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyeti hükümleri kurulması, bozma nedenidir

(Yargıtay 8. Ceza Dairesi - 2019/14536 K.).:Suça sürüklenen çocuk müdafiin mağdura yönelik nitelikli cinsel saldırı eyleminde bulunulduğuna yönelik tanık beyanı olmadığına, alınan rapora göre mağdurun beyanlarına itibar edilemeyeceği belirtilmesine rağmen, mağdurun beyanı esas alınarak mahkumiyet hükmü kurulmasının dosya kapsamına uymadığına, mağdurda fiili livata izine rastlanmadığına, suça sürüklenen çocuk aleyhine delil bulunmadığına dair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİNE (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - 2019/14536 K.).

(Y14CD-K.2015/8430).:Sanığın aşamalarda, mağdureye yönelik organ sokma şeklinde bir eyleminin bulunmadığı yönündeki savunmaları, mağdure hakkında …Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 23.11.2011 tarihli “jinekolojik pozisyonda hymen anüler yapıda, açıklığı 1-1,5 cm olup duhule müsait olmadığı” şeklindeki rapor içeriği ve tüm dosya kapsamına göre sanığın atılı suçu işlediğine dair mağdure beyanından başka cezalandırılmasına yeter, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir

(Y14CD-K.2019/10529).:Olayın intikal şekli ve süresi, katılanın beyanları ile savunmaya göre sanık ile katılanın 24.10.2013 tarihinde evlenmesinin ardından yaşanan geçimsizlik nedeniyle bir süre sonra ailesinin yanına dönen katılanın 24.04.2014 günü sanığın kendisiyle zorla ilişkiye girdiğini iddia ederek şikayetçi olması, aşamalardaki ifadelerinde cinsel ilişkilerin zorla gerçekleştiğine dair anlatımlarının zorun ne şekilde olduğuna yönelik tarifleme içermeyip, soyut nitelikte bulunması ve tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

 

 

(Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar:2018/6593).:Dosya kapsamına göre, her ne kadar mağdure 23.03.2012 tarihli beyanında sanıklar ile rıza ile ilişkiye girdiğini beyan etmişse de; mağdurenin tanıklar tarafından yalın ayak ve yarı çıplak vaziyette görülmesi, tanıklar tarafından mağdureye ne olduğunun sorulması üzerine mağdurenin sanıklar tarafından cinsel saldırıya maruz kaldığını anlatması ve sanıklar tarafından mağdurenin tanıklardan geri istenmiş olması, mağdurenin olayın sıcağı sıcağına alınan soruşturma aşamasındaki sanıkların cinsel saldırısına maruz kaldığına dair beyanları karşısında; mağdurenin 23.03.2012 tarihli beyanlarının tamamen sanıkları kurtarmak ve olayı gizlemek amacıyla gerçeği yansıtmayan beyanlar olduğu anlaşılmakla; mağdurenin tanıklar beyanları ve alınan adli raporları ile desteklenen soruşturma aşamasındaki beyanları, alınan adli raporlar ve tüm dosya kapsamından;

Sanıkların eylemlerini önceden yapmış oldukları plan çerçevesinde irade birliği içerisinde gerçekleştirdikleri ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu yönünden her bir sanığın diğerinin eylemine TCK’nın 37. maddesi kapsamında asli olarak iştirak ettiği ve bu şekilde sanıkların mağdureye karşı çocuğun zincirleme şekilde nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işledikleri anlaşıldığından, sanıkların atılı suçlardan mahkumiyetleri yerine dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle beraatlerine karar verilmesi, bozma nedenidir

 

(Yargıtay Ceza Genel Kurulu - Karar: 2013/331). :Mağdurenin beyanlarının aşamalarda tutarlı ve istikrarlı olduğu, olaydan hemen sonra durumu tanıklar M.Ö.ve M. N.Ö..’e anlatıp şikayetçi olduğu, sanığa iftira atması için geçerli hiç bir neden bulunmadığı, dinlenen tanıkların mağdurenin beyanlarını doğruladığı, tanık mübaşir D.D..’nın açıkça mağdureye kimliğini iade edeceği sırada sanığın “kimliği yarın gelsin alsın” dediğini beyan ettiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, olay tarihinde Bakırköy 19. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi olarak görev yapan sanığın, bu mahkemenin 2009/739 esas sayılı dosyasının duruşmasında tanık olarak dinlediği mağdurenin kimliğine el koyarak, mağdure ertesi gün kimliğini almak için odasına geldiğinde ona dosyadaki bazı belgeleri gösterip dava konusu hususlarla ilgili konuşmalar yaptığı, mağdurenin yanına yaklaşarak yanağından öptüğü, kolunu okşadığı, kollarından tutup; “Kadife gibi tenin var, çok tatlısın, ben çok beğendim bir kere dudağından öpebilir miyim, gıdığından öpebilir miyim” diyerek sarılmak için hamle yaptığı, mağdure kendini geri çektiğinde aleyhine tanıklık yaptığı kişiyi kastederek; “dava sana bağlı, ne kadar yatmasını istersin, ne kadar ceza vereyim söyle bakayım, ama sen çok güzel bir kızsın bu çocuk çıkarsa seni rahat bırakmaz, senin gibi güzel bir kızın zarar görmesini istemem” şeklinde sözler söylediği anlaşıldığından sanığın sarf ettiği sözler ve vücut dokunulmazlığının ihlâli niteliği taşıyan cinsel davranışlarla mağdureye karşı kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle cinsel saldırı suçunu işlediğinin kabulü gerekmektedir

 

 

(CGK-K.2021/129). :Olay tarihinden bir gün önce jandarmaya müracaat ederek sanık hakkında evden uzaklaştırma kararı verilmesini sağlayan mağdurenin, soruşturma aşamasında sanığın eve kendisinden habersiz geldiğini söylemesine karşın kovuşturma aşamasında olay günü sanığın eve geldiğini, kapıda bağırıp rahatsızlık vermemesi için onu içeri almak durumunda kaldığını belirtmek suretiyle çelişkili beyanlarda bulunması, evden uzaklaştırma kararı nedeniyle sanık ile mağdure arasında bir husumet bulunması, kendisine karşı darp ve tehdit uyguladığı iddiasıyla müteaddit defalar sanık hakkında adli mercilere şikâyette bulunan mağdurenin olay esnasında çocuklarına rezil olmamak için tepki gösteremediğini belirtmesinin hayatın olağan akışına uygunluk göstermemesi, mağdurenin ifadelerinde ilişki esnasında sanığın kendisine karşı cebir veya tehdit kullandığına dair iddialara yer vermemesi ve alınan raporda cebrin gerçekleştiğine ilişkin bir bulguya rastlanmaması, sanığın aşamalarda mağdureyle rızası dahilinde ilişkiye girdiklerini istikrarlı olarak savunması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın mağdureye yönelik eylemini onun rızasına aykırı olarak gerçekleştirdiği hususunun şüphede kalması ve bu şüphenin de sanık lehine değerlendirilmesi zorunluluğu nedeniyle sanığın üzerine atılı nitelikli cinsel saldırı suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığına karar verilmelidir

(Yargıtay CGK -Karar: 2018/523).:Katılan …‘nin sanığın gerçekleştirdiği cinsel davranışlardan duyduğu rahatsızlığı iş yeri yetkililerine bildirmek üzere yazdığı mektubu bulan katılanın eşi inceleme dışı sanık …‘in iş yerine giderek sanığı darp etmesi nedeniyle olayın adli mercilere intikal etmesi, iftira atmaları için ciddi ve kanıtlanmış bir nedenleri bulunmayan katılanların aşamalarda istikrarlı ve birbirlerini doğrulayan şekilde sanığın kendilerine cinsel saldırıda bulunduğunu beyan etmeleri, aynı iş yerinde çalışan her bir katılanın diğer katılana yönelik cinsel saldırı hususundaki bilgilerinin görgüye dayalı olması, sanığın soruşturma evresinde ileri sürmediği katılanları işten çıkarmayı düşündüğüne ilişkin husumet iddiasının başkaca bir delille desteklenmemesi nedeniyle kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğunun anlaşılması, katılanların işe başlama ile sanığı şikâyet etme tarihleri arasında geçen süre olayın mahiyetine gelişim sürecine göre uzun olmadığı gibi eylemlerin katılanlar tarafından derhâl adli mercilere bildirilmemesinin sanık ve katılanların konumu gözetildiğinde makul bir nedene dayanması, düzenleyeninin farklı olması ve veriliş amaçları gözetildiğinde katılan …‘nin iş yeri yetkilisine yazdığı şikâyet mektubu ile soruşturma aşamasında verdiği ifadeler arasındaki eylemlerin özüne ilişkin olmayan farklılıkların doğal olması karşısında; sanığın sorumlu müdür olarak görev yaptığı iş yerinde çalışan katılanları hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzunu kötüye kullanarak, aynı suç işleme kararı kapsamında farklı zamanlarda rızaları dışında dudaklarının kenarlarından öpüp, ellerini vücutlarında gezindirmek suretiyle her iki katılana yönelik ayrı ayrı zincirleme şeklinde atılı cinsel saldırı suçlarını gerçekleştirdiğinin sûbuta erdiği kabul edilmelidir.

(YARGITAY 14.Ceza Dairesi-Karar: 2014/5039). :Mağdurenin daha önceden tanımadığı sanığa iftira atmasını gerektirir husumetinin bulunmamasına ve tutarlı ve samimi görülen anlatımlarına, 01.05.2010 tarihli teşhis tutanağının içeriğine ve tüm dosya kapsamına göre, olay günü mağdurenin sokakta yürüdüğü esnada, sanığın kullanmakta olduğu ….. plakalı araç ile mağdurenin yanından yavaş bir şekilde üç kez geçtiği, daha sonra aracını durdurup mağdurenin yanına gelerek kolundan tutup araca bindirmeye çalıştığı, ‘‘Sen ne güzel şeysin böyle, seni yalarım, senle her yere giderim sen çok hoşsun’’ şeklinde sözler sarf ettiği, bu esnada sokak içerisine başka şahıslar gelmesi üzerine sanığın mağdureyi bırakarak olay yerinde kaçtığı olayda, sanığın eylemlerinin basit cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna teşebbüs suçlarını oluşturduğu gözetilmeden, mahkûmiyeti yerine, yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir

(YARGITAY 14.Ceza Dairesi-Karar: 2012/4772).:Kendi onur ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması için geçerli sebep bulunmayan mağdurenin aşamalarda değişmeyen tutarlı ve samimi anlatımlarına göre mağdurenin üvey babası olan sanığın yalnız kaldıkları zamanlarda mağdureye cinsel içerikli sözler söylediği sabit olduğu halde, cinsel taciz suçundan mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,

(YARGITAY 14.Ceza Dairesi - Karar: 2012/3116). :Daha önceden sanığı tanımayan ve sanığa iftira atması için bir neden bulunmayan mağdurenin aşamalardaki istikrarlı beyanları ve bu beyanları doğrulayan tanık E.’nin anlatımları, sanık tarafından mağdureye verilen telefon numarası yazılı olan kağıt parçası, sanığın tevilli ikrarı ile tüm dosya kapsamından; olay günü saat:13:00 sıralarında evine doğru giden mağdurenin arkasından arkadaşıyla birlikte gelip mağdureyi evine kadar ısrarla takip eden ve yazdığı kağıdı mağdureye verip beni bu numaradan ararsın şeklinde sırnaşıkça hareketlerde bulunan sanığın eylemi cinsel taciz suçunu oluşturduğu halde, olaydan 2 ay sonra kovuşturma aşamasında temin edildikleri anlaşılan tanıkların oluşa ve dosyaya uygun düşmeyen anlatımlarından hareketle sanığın beraatına karar verilmesi, bozma nedenidir

(Yargıtay 14.Ceza Dairesi - Karar: 2019/9521). :Mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, yaralanmaya ilişkin doktor raporu, savunma ile tanık ifadeleri nazara alındığında suç tarihinden önce mağdurenin gayrı resmi birlikte yaşadığı tanık Bayram’la husumetli olan sanıkların, olay günü evine gittikleri mağdureye yönelik basit cinsel saldırı eyleminde bulunduklarına dair soyut iddia dışında cezalandırılmalarına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp mevcut haliyle eylemin kasten yaralama suçunu oluşturduğu gözetilerek bu suçtan mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekirken, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek basit cinsel saldırı suçundan hükümler kurulması, bozma nedenidir

 

Cinsel Suçlarda Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi:

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göre, “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine baglıdır. Gerçeklesme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamıs olaylar ve iddialar sanıgın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diger bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan olası kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve baska türlü bir olusa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır (YCGK-K.2011/171).