İşverenin İşçinin Onurunu Kırıcı Davranışlarda Bulunması ve mobbing davası

İşverenin tüm çalışanlarının kişilik ve onurlarını rencide edici hareketlerden kaçınması gerekir. İşverenin ,işçilerin onurunu rencide edici kaba davranışlar  sergilemesi ,işverenin iş sağlığı ve güvenliğini sağlama yükümlülüğünü ihlal ettiği anlamına gelecektir. İşverenin işçinin kişilik haklarına yönelik saldırıları önleme yükümlülüğünün ihlali işçinin manevi tazminat talep etme hakkını doğuracaktır. İşverenin işçi ile arasında akdedilen iş sözleşmesi gereği üzerine düşen bu nev’i görevleri ihlal ettiği durumlarda işçinin mobbing davasının kabulü gerekecektir.

Buna ilişkin Yargıtay Kararı;

 

Y9HDEsas : 2015/30391Karar : 2017/16011Tarih : 17.10.2017

Davacı vekili, davalılar arasında organik bağ bulunduğunu, müvekkilinin boya teknisyeni olarak çalıştığını, işyerinde ustabaşı olarak görev yapan ... tarafından müvekkiline yönelik olarak ''şerefin olsa bu adam gibi istifanı yazar gidersin'' denilmesi üzerine 22.12.2012 tarihinde ihtar çekerek iş sözleşmesini feshettiğini, sinkaflı küfürler ederek aşağlandığını ve davacının bu sebeple psikolojisinin bozulduğu, işyeri hekimine görünmek zorunda kaldığı, hatta evliliğinde sorunlar yaşadığı, taciz ve mobbing sebebiyle ve yine davacının çeşitli kurs ve sınavlar sonucu aldığı başarı belgeleri olmasına rağmen kendisinden daha az kıdeme ve eğitime sahip personelle aynı maaşla çalışarak davalı işverenlikte davacıya karşı eşitlik ilkesine aykırı davranılmış olması sebebiyle davacının haklı nedenle işten ayrıldığını ileri sürerek, kıdem tazminatı, manevi tazminat ve eşit davranmama tazminatlarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 

 Temyiz:

Karar süresinde taraflarca temyiz edilmiştir.

 Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- Yerel mahkemece, davacının mobbinge maruz kalmadığı ve mobbing iddiasını ispatlamadığı gerekçesi ile manevi tazminat talebi reddedilmiştir.

Oysaki, dava dilekçesinde sadece mobbing nedeni ile değil, davacının kişilik haklarının zedelendiği de ileri sürülerek manevi tazminat talebinde bulunulmuştur.

Mahkemece, "..davalı işverenlikte tüm çalışanlara yönelik olarak kişilik ve onurlarını rencide edici hakarete varan haksız ve kaba tutumun mevcudiyeti sebebiyle işverenin, iş sağlığı ve güvenliğini sağlama yükümlülüğünü ihlal ettiği ve davacının kişilik hakkına yönelik saldırıyı önlemediği, dolayısıyla da işçinin koruma ve gözetme borcuna aykırı davrandığı aşikar olup bu durumun davacıya iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme imkanı verdiği, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği" gerekçesi ile kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.

Kıdem tazminatı talebinin kabulüne dair gerekçe, hukuka ve dosya içeriğine uygundur. Söz konusu gerekçede de belirtildiği üzere davacının kişilik haklarına yönelik saldırının bulunduğu anlaşıldığından davacının manevi tazminat talebinin de kabul edilmesi gerekirken reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

F) SONUÇ: 

Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.480.00 TL. duruşma avukatlık parasının davalılara yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17/10/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.